Rabindranath Tagore, Cemil Meriç'ten yadigar |
Bölüm Kurallarý
80'ler ve öncesine ait Edebiyat ile ilgili konularý bu baþlýk altýnda açabilirsiniz.
Güzel Paylaþýmlar
![]() ![]() |
Rabindranath Tagore, Cemil Meriç'ten yadigar |
![]()
Ýleti
#1
|
|
Grup: Moderatör
Ýleti: 2,626
Thanks: 10687 *
Katýlým: 20.08.2007
Nereden: Izmir
Üye No: 438
Ruh Halim:
![]() ![]() |
Cemil Meriç bize bir çok şair, yazar ve fikir adamını tanıtır. Kah ince ayrıntılar verir, kah hayat öyküsünü anlatır. Bizimle dünya arasına bir köprü kurar, ama köprüyü geçmek size kalmış. onun gösteridiği istikamette yürürseniz nice sahipsiz hazineler bulursunuz. Tagore benim için öyle bir şeydir. "sahipsiz hazine." Hintlinin dünya görüşünü, kendi ülkesindeki insanın maruz kaldığı muameleyi bize tüm çıplaklığı ile aktarır. Özellikle kadınların yaşadıkları zorlukları çok çarpıcı bir şekilde anlatır.
Tagore için şair tanımlaması kullanılır. benim için ise bir fikir adamı ve yazardır. Bir toplum üzerinde kültürel baskı uygulandığında yapılanlar hep aynı. Hindistanda ne yapılmışsa şimdi de Türkiyeye aynı şeyler yapılmaya çalışılıyor. bunlar benim anlatabileceklerim. Biraz daha detaylı bilgiyi herzamanki gibi Wikipediden aktaralım Rabindranath Tagore, 6 Mayıs 1861'de Kalküta'da doğdu. Atalarının kökü 11.yy'a dayanır. Bu soyun kurucusu Kanaj'lı bir Brahman'dı. Babası Maharshi Devendranath Tagore, varlıklı bir din adamıydı. Rabindranath, özel öğretmenlerden ders alarak orta öğrenimini yaptıktan sonra 17 yaşında Londra'ya gönderildi. Londra'da hukuk okudu. Burada edebiyat kültürünü geliştirdi. En çok etkisinde kaldığı edebiyatçı, doğaya yapıtlarında geniş yer veren İngiliz şair William Wordsworth'tür. Rabindranath Tagore'un yaşam ve sanat görüşlerinin gelişmesinde en büyük rolü, 19.yüzyıl'ın başlarında Bengalli Raca Rammahun Roy oynamıştır. Onun ve babasının etkileri altında şairin dünya görüşü Hindin geleneksel kast sınırlarını aşarak, panteist bir dünya inanışının yanı sıra, Hindu dininin tekelci ve çok gelenekçi çemberini kıran bir olgunluğa kavuşmuştur. Öğretmeni Roy; Hindistan'da dinin oynadığı büyük rolü bildiği için, her şeyden önce bu alanda reform yapmak zorunluluğu duymuştu. Kendisi Hindu olduğu için Hind dininin bozulmasına üzülüyordu, fakat sosyal gerçekleri görecek kadar ileri görüşlü bir insan olduğundan reform yoluna gitmedi. 1930'da Hindistan'da yeni bir mezhep olan Brahmoizmin temelini attı. Brahmo Samaj adı altında tanınan bu hareket Hinduluk, Müslümanlık ve Hristiyanlığın ortaklaşa değerlerini bir çatı altında toplamaktaydı. Bu yeni din, mucize ve kerameti bir yana iter, her şeye egemen mutlak ve yanılmaz bir kuvvet yerine, bilgelik ve aşkın esin kaynağı olan insan ve dünyayı kavrayan, yücelten bir varlığa inanır. Bu Tanrı Upanishad'lardan alınan bir cümleyle tamamlanır: "Tektir ve biçimi yoktur, ama binbir amaçla, binbir şekle girer.." Brahmo Samaj'ın belli başlı sosyal ülküleri kardeşlik, ahlaklılık, insanseverlik, kadınlığın yükseltilmesi, kastların kaldırılmasıdır. Bu noktalarda klasik Hinduizmin karşısındadır. Rammahun Roy tarafından kurulan Brahmo Samaj; Rabindranath Tagore'un babası ile Keshup Shandrasen tarafından geliştirildi. Tagore'un bu yeni oluşturulan mezhepten etkilenmesi; 22 yaşında yazmaya başladığı yıllara denk gelir. Bu yıllarda daha sonradan ilinti kuracağı Avrupa kültürüne pek rastlanmaz. O yıllarda Bengal Hindistan'ın her bakımdan canlı ve ileri bölgesiydi. Din, edebiyat, politika alanlarında yeni görüşler beliriyordu. Kendisinden önce edebiyatta yenilik yapmış olanlar olmasına rağmen, kendisini tutuculuktan kurtaran ilk şair ve yazar olarak bilinir. İlk yazdığı "Sabah Şarkısı" adlı şiiri yüzünden şiddetli eleştirilere maruz kalmıştır. Doğa ve insan sevgisinin yoğun olduğu Kitan Jali'nin ünü dünyaya yayılmıştır. Eserlerinde ince bir lirizmle, mistisizm harmanlanır. Hindistan'ın İngiliz Emperyalizminin boyunduruğundan kurtulması için büyük çabalar sarfetmiş ve bunu ılımlı bir üslupla yapmıştır. Edebiyat alanında ki başkaldırısını yeterli bulmayıp gençliğin milliyetçi bir eğitimle yetiştirilmesi amacıyla 1901'de Kalküta yakınlarında ki Balpur'da Sükun Barınağı anlamına gelen Santiniketan adını verdiği bir okul kurdu. Bundan başka Bangadorshan adıyla edebiyat dergisinin başyazarı oldu. 1924'de Batı ve Hint geleneklerini kaynaştıran Vishna-Bharati Üniversitesi'nin oluşumuna yol açtı. Bengali dilinde yazdığı yapıtlarınının, hemen hemen hepsini kendisi ingilizceye çevirdiği için, dünyanın onu hızlı tanıması kaçınılmaz oldu. 1913'te Romain Rolland'ın çok övdüğü Gora adlı romanıyla Nobel Edebiyat Ödülünü aldı. Kitapta Gora adlı bir gencin hayatından kesit sunulur. 1915 yılında İngiltere "Sir" unvanını verdi. 1919, Hindistan tarihinde bir dönüm noktasıdır. Amritsar kıyımı, Gandhi'nin ulusal önder olarak belirmesi bu yıl içinde olmuştur. Gandhi ve Tagore iki yakın dosttur. 21 Mart 1919'da çıkarılan bir yasayla, yönetimin savaş döneminde kullanabildiği özel yetkileri barış döneminde de elinde tutması sağlanıyordu. Irkçılık temellerine dayanılarak çıkarılmış bir yasaydı. Gandhi pasif direnişi gündeme getirdi. Kısa süre sonra, 13 Nisan'da Amritsar'da halktan 400 kişi öldürüldü, 2 bin kişi de yaralandı. Altın Tapınak'a girilip Sihler'in üzerine ateş açıldı. Pencap'ta sıkıyönetim ilan edildi. Tagore bir şeyler yapmak gerektiğine inanıyordu. Genel Vali Lord Chelmsford'a bir mektup yazarak Sir unvanını geri verip, Gandhi'ye destek oldu. 67 yaşında resim yapmaya başlamasıyla, kast ve emperyalist sistemlere karşıtlığı ve üstün yeteneğiyle dünyanın sayılı şairleri arasına girmiştir. 7 ağustos 1941'de doğduğu şehir Kalküta'da ölür. -------------------- her mesajým imzamdýr
|
| |
Bu iletiye te?ekk?r edenler: | |
![]()
Ýleti
#2
|
|
![]() Grup: Mazi Hocasý
Ýleti: 1,362
Thanks: 3565 *
Katýlým: 15.05.2007
Nereden: Antalya
Üye No: 13
![]() |
Gitanjali- Tanrý'ya Adanmýþ Þiirler isimli kitabýn ilk sayfasýnda kendisi ile ilgili yazýyý(bilgiyi) aktarayým ben de ve iki þiirini paylaþayým izninizle,(yine sahafta göz kýrpmýþtý bana ve almýþtým kitabý..)
RABINDRANATH TAGORE Rabýndranath Tagore, 1861'de Kalküta'da, Bengal'in en saygýn ailelerinden birinin on dördüncü çocuðu olarak dünyaya geldi. Babasý, Hindu reform hareketi, Brahmo Sarnaj'ýn lideriydi. Evleri, Kalküta'daki kültürel, entelektüel hayatýn odaðýydý. Tagore, çocukluðunda ve gençliðinde özel hocalardan eðitim aldý. Erken yaþlarda þiir yazmaya baþladý ve sonraki yýllarda yazdýklarý hem kendi ülkesinde, hem de Avrupa'da fark edilmeye baþladý. Eserlerinin çoðunu Ýngilizceye kendisi çevirdi. 1913'te Nobel Edebiyat ödülünü aldý. 1920-1930 arasý Amerika'da, Avrupa'da ve Uzak Doðu'da konferanslar verdi, okuma turneleri yaptý. Bengladeþ'te, Santiniketan'da bir kolej ve uluslar arasý bir üniversite kurdu. 1919'da, Ýngiliz güçlerinin Amritsar'da yaptýðý katliamý protesto etmek için, 1915'te kendisine verilmiþ bulunan Kraliyet Þövalye unvanýný iade etti. Mahatma Gandi'nin yakýn dostuydu, fakat aktif politikadan uzak durdu. Yirmi dokuz oylumlu ciltten oluþan edebi mirasý; altmýþ kadar þiir kitabýný, Gora, Yurt ve Dünya; Veda Þarkýsý gibi romanlarýný, Postane, Kýrmýzý Zakkumlar, Kurban gibi tiyatro oyunlarýný ve çeþitli konularda deneme kitaplarýný içermektedir. Müzikle çocukluðundan beri içli dýþlýydý. Bestelediði iki binin üstünde þarký, hem Bengladeþ'in, hem Hindistan'ýn milli zenginliði ve övünç kaynaðý oldu. Hayatýnýn son yýllarýnda resim yapmaya baþladý ve Moskova, Berlin; Paris, Londra ve New York'ta resim sergileri açtý. Uzun bir hastalýk döneminden sonra, 1941'de Kalküta'da öldü. Bazý sözlerine rastlardým ve ilgimi çekerdi benim de. Sahafta þiir kitabýný görünce almak istemiþtim bu yüzden..Alibaba'nýn paylaþtýðý bilgiler ve bir süre önce okumaya baþladýðým elimdeki kitaptaki bilgi ve þiirleri doðrultusunda kendisini daha iyi tanýmaya çalýþýyorum ben de..Alibaba'nýn deyimiyle "Ýnsanlýðýn maruz kaldýðý muameleyi tüm çýplaklýðýyla bize aktaran" bu deðerli insanýn aktardýklarý insanlara ne derece tesir ediyor acaba diye düþünüyorum dünyamýzýn genel hal ve gidiþatýna bakarak..Yine de böyle deðerli insanlarýn var olmuþluðu mutluluk ve ümit verici.. Býraktýklarý eserlerin ilhamýyla ve aktardýklarýyla dokunduklarý ve dokunacaklarý bir çok yürek olduðuna inanmak istiyorum..Amaçladýklarý, hedef edindikleri, ümit baðladýklarý "insanlýða" kavuþur dünya kimbilir belki bir gün..(Ütopyam nasýl ama?..) Tanrý'ya Adanmýþ Þiirler'inden, LXIII Daha önce tanýmadýðým dostlar kazandýrdýn bana. Bana ait olmayan evlerde barýndýrdýn beni. uzaðý yakýn, yabancýyý kardeþ kýldýn bana. Ama alýþtýðým barýnaðý býraktýðým zaman, içim daralýyor, benim; Yeninin içinde eskinin, onun içinde de senin oturduðunu unutuyorum Bu dünyada olsun, baþka dünyalarda olsun, Nereye alýp götürsen beni, hep sensin, hep sen, Sonu olmayan hayatýmda, gönlümü sevgi ve neþe baðýyla Yabancý olana baðlayan, hep o ayný yol arkadaþý... Ýnsan seni tanýdýðý zaman, artýk hiç kimse yabancý, hiç bir kapý da kapalý kalmýyor ona. Ah, duamý kabul et ki, çok olanýn oyununda Hep tek olanýn dokunuþundaki lütfu yitirmeyeyim! CII Seni tanýyorum diye, Övünüyorum, insanlarýn arasýnda. Yaptýðým her resimde, Yazdýðým her þiirde, insanlar, senin suretini görüyorlar. Ve bana gelip, gelip, "Bu da kim?" diye sorup duruyorlar. Onlara ne diyeyim, bilmiyorum. "Doðrusu, söyleyemem," diyorum. Beni kýnýyorlar ve söylenerek uzaklaþýyorlar benden. Ve sen gülerek oturuyorsun orada. Unutulmaz þarkýlarýmla anlatýyorum seni. Sýr fýþkýrýyor benim kalbimden. "Þarkýlarýn neyi anlatýyor?" diye Gelip soruyorlar bana. Bilemiyorum, onlara ne diyeceðimi. "Kim bilebilir, þarkýlarýn ne anlattýðýný? diyorum. Gülüyorlar ve söylenerek uzaklaþýyorlar yanýmdan. Ve sen gülerek oturuyorsun orada. -------------------- Herþey insanlar için.. Görmek öðrenmek için, bazen zor da olsa..Herþey insanlar için.. Umut doðurmak için, hayatla seviþtim..Þ.F
|
| |
Bu iletiye te?ekk?r edenler: | |
![]() ![]() |
![]() |
Basit Görünüm | Tarih : 15.12.2019 - 23:50:18 |